Aydınlık manşet yaptı: Tevhid-i Tedrisat kararlılıkla uygulanmalı

Posted by

Aydınlık gazetesi bugün Hepimizin Sendikası Grubu Yürütme Kurulu üyesi Adnan Yarar’ın “Tevhid-i Tedrisat kararlılıkla uygulanmalı” başlıklı yazısını manşet yaptı.

Yazı şöyle:

“Bugünlerde eğitim gündemimizi meşgul eden konuların başında, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarıyla gündeme gelen, Türk Milli Eğitim Programı dışında, Fransız eğitim sistemine göre öğrenci yetiştiren Charles de Gaulle ve Pierre Loti okullarının hukuki durumlarının açıklığa kavuşturulması geliyor.

18 Nisan 1961 Tarihli Viyana Sözleşmesi’ne göre bu okullarda sadece büyükelçilikte çalışan görevlilerin çocuklarının eğitim görmesi gerekiyor. Hal böyle iken, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin tespitine göre her iki okulda da Türk öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının yüzde 90’ına ulaşmış durumda. Yine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ifade ettiği üzere Bakanlık müfettişleri denetim için bu okullara gittiklerinde kapıdan içeriye alınmıyorlar. Burada okuyan Türk öğrenciler ‘yabancı öğrenci’ olarak denklik alıp, bir anlamda hülle yoluyla Türkiye’deki üniversite sınavlarına giriyorlar. Bu da haksız bir duruma sebep oluyor.

Milli Eğitim Bakanlığı geçen Haziran ayında bu iki okula 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren bu iki okulun eğitim öğretim faaliyetlerinin Millî Eğitim Bakanlığı mevzuat ve yönetmeliklerine uygun hale getirilmesi amacıyla resmi bir yazı göndermiş. İki Fransız okulu, MEB’in yazısına herhangi bir cevap vermeyip konunun diplomatik yollarla çözüme kavuşturulması seçeneğini zorluyor. Bu nedenle bu hafta içerisinde Fransa’dan bir heyet Türkiye’ye gelerek Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile görüşecekler.

İSTANBUL’U FETHİNDEN BERİ
Yabancı okullar sorunu eğitim sistemimizde Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden günümüze devam ediyor. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra çıkardığı fermanlarla gayrimüslimlerin ibadetlerine devamı, din adamı yetiştirmeleri, çocuklarının okuma-yazma öğrenmeleri, din bilgisi almaları, kilise içlerine veya yakınlarına açtıkları okullar yoluyla sağlanmıştır.

Yabancıların Osmanlı topraklarında okul açmasını sağlayan asıl etken, 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman zamanında Fransa ile imzalanan dostluk anlaşmasıyla verilen 1923 Lozan Anlaşması’na kadar devam eden kapitülasyonlardır.

Ülkemizde Fransız, Alman, İtalyan olmak üzere toplam 12 yabancı okul Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretim programı çerçevesinde ve denetiminde faaliyet gösteriyor. Bu okullara yabancı öğrencilerle birlikte belirli şartları sağlayan, kurumun belirlediği okul ücretini ödeyen Türk öğrenciler de kaydolabiliyor. Bu okullar Lozan’da taahhüt edilen kurumlar olduğu için eğitim-öğretim faaliyetlerine devam edebiliyorlar.

TEVHİD-İ TEDRİSAT KARARLILIKLA UYGULANMALI
Ancak Fransa, Viyana Sözleşmesi’ne dayanarak, sadece Fransız vatandaşlarını alacağını da taahhüt ederek iki tane daha okul açmış. Günümüzde bu iki okulda okuyan Türk öğrencilerin sayısı toplam öğrenci sayısının yüzde doksanına ulaşmış durumda. Fransa ile Türkiye arasında yaşanan sorunun sebebi bu olarak gözükse de asıl sorun, bir Cumhuriyet Devrimi Kanunu olan 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat, yani eğitim öğretim birliği kanununun kararlılıkla uygulanmamasından kaynaklanıyor.

Osmanlı’dan devralınan ekonomik ve siyasi sorunların yanında eğitim öğretim birliği sorunu ile de mücadele eden Cumhuriyet devrimi önderleri Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimi tarikatların güdümünden kurtarıp laikleştirmeyi amaçlarken aynı kararlılığı yabancı okullara karşı da göstermişlerdir. Lozan Antlaşması’ndan hemen sonra çalışmalara başlanmış, hiçbir din veya mezhebin okullarda kendi propagandasını yapmasına izin verilmemiştir.

3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile diğer bakanlıklara ve vakıflara bağlı tüm yerli ve yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Tıpkı günümüzde olduğu gibi o zaman da yabancı okul ve kuruluşların direnciyle karşılaşılmış, bağlı oldukları ülkeler aracılığı ile Türkiye’ye baskı yapmaya çalışmışlar ancak Türk hükümeti geri adım atmamıştır.

Cumhuriyet devrimi önderlerinin her alanda gösterdiği bu kararlı, başı dik tavrı, 1945 sonrası küçük Amerika olma süreci ile birlikte gelen idarecilerimiz maalesef gösterememişlerdir.

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU KARARLILIKLA UYGULANMALI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Kardeşim bak biz sizin sömürdüğünüz ülkeler gibi değiliz. Biz bağımsız ve milli bir devletiz. Dolayısıyla bizim literatürümüze göre burada eğitim vermek istiyorsanız, bizim koşullarımıza göre hareket edeceksiniz.” sözleri kararlılıkla devam edilebildiği taktirde son derece doğru ve yerinde bir tavırdır. Ülkemizdeki tüm eğitim öğretim faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın sisteminde ve denetiminde yürütülmelidir. Öğretim programlarında, uygulanan yöntemlerde hata ve eksiklikler olabilir.

Bunlar yine ülkemizin eğitim bileşenleri ve dinamikleri ile çözülecek sorunlardır. Ancak dışarıdan yabancı ülkelerin eğitim gibi nesilleri etkileyecek bir alanda herhangi bir nedenle kendi başlarına hareket etmesine izin verilemez. Yurtdışından Türkiye’ye gelerek çalışmak zorunda olanların çocuklarının eğitimi için gerekli kurumların faaliyetleri yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yürütülmelidir. Bunun dışında Türk vatandaşlarının eğitim ve öğretimine yabancı devletlerin gölgesi dahi girmemelidir.

Yapılması gereken Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kararlılıkla uygulanması, yabancı okulların kendi başlarına eğitim öğretim faaliyeti yürütmesinin önüne geçilmesi ile beraber kimi tarikat ve cemaatlerin de bu tür girişimlerinin önünde durulmasıdır.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir